Bir Sürdürülebilir Mimarlık Paradoksu: Kalıcılık ve Geçicilik
- Umut M. ÜRKEL
- 7 Oca 2024
- 2 dakikada okunur
7 Ocak Pazar Sabahından Herkese Günaydın. ☀️
Bu yıl yayınlayacağım ilk yazımı iklim değişikliğinin etkilerinin giderek görünür hale geldiği bu günlerde, sürdürülebilir mimarlık ve tasarım hakkında hazırlamak istedim.
Bu yazımda, bir sürdürülebilir mimarlık paradoksu olarak kalıcılık ve geçicilik konularını örnekleriyle ele almaya çalışacağım.

Kalıcılık | Roma Mimarisi
Roma imparatorları, itibar kazanmak, imparatorluğun ihtişamını ve prestijini yansıtacak, hükümdarlıklarının sebolleri olacak mimari eserler inşa ettirdiler. Bu mimari eserlerden bazıları o kadar dayanıklıydı ki günümüzde halen ayaktalar.
Geçicilik | Japon Mimarisi
Japon mimarisi yenilenme ve değişim fikirlerini uzun zaman önce benimsemiştir. Shinto tapınakları, bir ritüel olarak her 20 yılda bir yeniden inşa edlmektedir.
Bu Topraklar
Dönemin hükümdarlığına ait yapılar kalıcılık fikrinden etkilenirken halka ait yapılar daha çok geçicilik fikrinden etkinlenmiştir. Kamu yapıları dayanıklı malzemeler kullanılarak üretilirken, Halka ait evler daha çok ahşap kullanılarak yapılmıştır.
Yani düyanın farklı yerlerinde ki toplumların mimarlık gelenekleri, kalıcılık ve geçicilik felsefelerinden farklı şekillerde etkilenmiştir. Etkilenmeye de devam
edecektir.
''Kalıcılık''
Mimarlar olarak yapıları güç, belirginlik ve gurur sembolleri olarak yaratmaya devam etmekteyiz. Örneğin; Olimpiyat stadyumları, bir ülkenin küresel etkinlikleri düzenleme yeteneğini ve ikonik yapılar inşa edebilme kabiliyetini temsil etmektedir.
Bu yapılar genellikle etkinlikler tamamlandıktan sonra işlevsiz hale gelmektedir. Pekin'deki Bird's Nest Stadyumu, başlangıçtaki ihtişamına rağmen, sürekli kullanıcı çekememekte, gelir üretememektedir. Yapılar yeterince kullanılamadığında, yüksek bakım maliyetleri topluma yük olmaktadır.
Olimpiyat stadyumları dışında geleneksel alışveriş merkezleri de çevrimiçi alışverişin yükselmesi ve tüketici tercihlerinin değişmesiyle geçersiz hale gelmiştir.
Çağdaş mimarlık ve tasarım uygulamaları için değişen ihtiyaçlara ve değişen toplumsal davranışlara uyum sağlamak, mekanları yeniden hayal etmek zorundayız.
Yazımın devamında kalıcılığa bir tepki olarak ortaya çıkan farklı mimarlık ve tasarım fikirlerini ele almaya çalışacağım.
Japon Metabolizma Mimarisi
Japon şehirlerinin yapısal olarak sürekli büyüyeceğini kabul eden, mega yapılardan, biyolojik büyümeden ve birleşmeden ilham alan gelecekte beklenen ihtiyaçları karşılamak için dinamik yapılar inşa etmekti. Ancak haraket kendisinin de zamanla modasının geçeceğini ön göremedi.
Tokyo'da ki Nakagin Kapsül Kulesi, Kisho Kurokawa tarafından tasarlana bir metabolist mimari örneğidir. Kule modüler bir sistem olarak tasarlanmıştır. Bireysel kapsüller farklı kullanımlara uyum sağlayabilen merkezi bir çekirdek yapısına girip çıkabilmektedir. Ancak inovatif tasarımına rağmen, yapı evrim geçirmeye yöenlik vaadini yerine getirememiş, 12 Nisan 2022 tarihinde yıkımına başlanmıştır.
Geçici Mimari
Çağdaş dünyamızın hızlı doğasına bir tepki olarak ortaya çıkan hareket, belirli bir süre var olmak için tasarlanmış yapılar ve alanlar inşa etmeye odaklanmıştır. Geçici mimari, esneklik ve uyarlama olanağı sağladığı için önem kazanmaya devam etmektedir. Geçiciliği benimsdiği için kaynaklar etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Yapılar kolayca sökülüp farklı şekillderde kullanılabilmektedir.




